Beanpole, 1945 sonrası Leningrad'da yaşanan travmalarla dolu bir dünyada iki genç kadının hayatını anlatıyor. Yönetmen Kantemir Balagov, bu karamsar ve melankolik ortamda dostluğun ve insanın hayatta kalma arayışının derinliklerini inceliyor. Film, görsel estetiği ve etkileyici performanslarıyla öne çıkarken savaş sonrası dönemin zorluklarını insani bir perspektiften ele alıyor. Anna ve İya'nın hayatları arasındaki bağ, izleyicilere travmanın gücü ve insan ilişkilerinin kırılganlığı üzerine düşündürüyor. Bu incelemenin devamında filmdeki olay örgüsünü detaylandırarak hem karakterlerin içsel yolculuklarına hem de ifadelerine ışık tutacağız.
Filmde, Vasilisa Perelygina, Anna karakterini canlandırırken, formu mükemmel bir şekilde sunar. İya karakterine hayat veren Viktoria Miroshnichenko, savaş sonrası dönemin getirdiği tüm kırılganlığı ve duygu yoğunluğunu izleyiciye hissettirir. Her iki oyuncunun da performansı, izleyiciyi derinden etkilerken, karakterlerin içsel çatışmalarını başarılı bir şekilde yansıtır. Bu bağlamda, Vasilisa ve Viktoria'nın filmdeki rolleri, psikolojik derinlik ve duygu yoğunluğu açısından oldukça önemlidir. Her iki kadın oyuncunun kimyası, hikayenin akışını güçlendirir ve izleyicinin bu zorlu dünyaya daha fazla bağlanmasını sağlar.
Beanpole, dostluk ve hayatta kalma temalarını ön plana çıkarırken, aynı zamanda savaşın yol açtığı travmanın bireylerin hayatlarına etkisini derinlemesine analiz eder. Film, iki kadının yaşadığı zorluklar üzerinden insan ilişkilerinin kırılganlığını gözler önüne sererken, savaş sonrası dönemin acımasız gerçeklerini de sorgular. Ana fikri, zorlu koşullarda insanın hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra, travma sonrası iyileşme ve dostluğun nasıl bir kurtuluş aracı olabileceği üzerinedir. Kantemir Balagov'un yönetmenliği ile bu karmaşık, derin ve melankolik hikaye, izleyiciye unutulmaz bir deneyim sunar.
Film, sinematografik açıdan sade fakat etkileyici bir anlatıma sahiptir. Görsel estetiği, savaşın getirdiği yıkımın ve acının ağırlığını hissettirirken, doğal ışık kullanımı ile karakterlerin duygu durumlarını ön plana çıkarır. Kurgusu ise, hızla değişen zaman dilimlerini ve karakterlerin içsel dünyanın derinliğini yansıtacak şekilde dokunmuştur.