Persepolis, Marjane Satrapi'nin kendi yaşamından esinlenerek kaleme aldığı grafik romanın animasyon versiyonudur. Film, İran Devrimi sırasında genç bir kız olan Marjan'ın gözünden, zorlu yaşam koşullarını, toplumsal değişimleri ve kişisel çatışmaları ustaca işler. Satrapi'nin hem çizgi roman hem de film formundaki eserleri, sanat ve tarih arasında etkileyici bir köprü kurar. Seyirciler, hikayenin derin verstalığını, Marjan’ın masumiyetinden gerçeğe geçiş sürecini ve devrimle birlikte yüzleşmek zorunda kaldığı zorlukları deneyimler. Hem kişisel bir masal hem de politik bir eleştiri sunan bu film, izleyicilere sadece bir hikaye değil, aynı zamanda tarihin zorluklarıyla yüzleşme çağrısını da yapar.
Filmin kadrosunda birçok yetenekli seslendirme sanatçısı yer alır. Marjane karakterine ses veren Chiara Mastroianni, genç yaşta devrim döneminin karmaşasına dair güçlü bir performans sergiler. Ayrıca, Catherine Deneuve ve Simon Abkarian gibi tanınmış isimler de Marjan'ın anne ve babasını canlandırarak hikayeye derinlik katmaktadır. Bu karakterler; Marjan'ın oluşumundaki etkileri ve toplumda değişen değerleri gözler önüne sererek, hikayeyi daha da güçlendirmektedir. Ayrıca, bütün bu karakterler aracılığıyla, izleyiciye sadece bireysel hikayeler değil, kolektif bir yaşam mücadelesinin de kapılarını açar.
Persepolis, bireysel özgürlük, kimlik arayışı ve toplumsal değişim üzerine derin bir mesaj taşır. Film, Marjan'ın kişisel hikayesi aracılığıyla, tarihi olayların bireyler üzerindeki yıkıcı etkilerini, özellikle genç kadınlar üzerinde nasıl bir baskı yarattığını gözler önüne serer. Bu bağlamda, film hem bir anne-baba ve evlat ilişkisini hem de toplumsal dönüşümdeki kadınların rolünü sorgular. Marjan'ın, toplumun baskılarıyla boğuşmasındaki cesareti, izleyicilere kendi seslerini bulmanın önemini hatırlatır. Ayrıca, filmin sunduğu mizahi unsurlar, zor dönemlerde bile umudun ve dayanıklılığın önemini vurgular.
Film, el çizimi tarzındaki grafik roman estetiğini koruyarak etkileyici bir görsel deneyim sunar. Sade ama etkileyici çizimler, duyguları ve karakterlerin içsel çatışmalarını yansıtırken, siyah-beyaz görüntülerin kullanımı, dönemin karamsarlığını güçlü bir şekilde aktarır. Animasyon, karakterlerin iç dünyasını derinlemesine keşfetmemizi sağlar; bu bağlamda, çizimlerin basit ama anlam yüklü olması, filmin duygusal yoğunluğunu arttırır.