The 400 Blows (Les Quatre Cents Coups), 1959 yılında François Truffaut tarafından yönetilen ve Fransız Yeni Dalgası'nın en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilen bir filmdir. Film, genç bir çocuğun hayatındaki zorlukları ve hayallerini gerçekleştirme mücadelesini konu alıyor. Antoine Doinel karakterinin etrafında gelişen olaylar, izleyicilere aile, sosyal baskı ve bireysel özgürlük arasındaki çatışmayı etkileyici bir şekilde sunuyor. Truffaut'un kişisel deneyimlerinden izler taşıyan bu film, sinemanın yenilikçi dilini ve anlatım biçimini yansıtarak, izleyicileri düşünmeye itiyor. The 400 Blows, dünyaca ünlü festivallerde ödüller kazanmış ve hala günümüzde sinema tutkunları tarafından değerlendirilmektedir.
Filmin başrolünde oynayan Jean-Pierre Léaud, Antoine Doinel karakterini canlandırarak sinema tarihinin en ikonik genç karakterlerinden birine hayat verir. Léaud'un performansı, izleyiciye Antoine'ın duygusal karmaşasını etkili bir şekilde aktarır. Ayrıca, Antoine'ın annesi rolünde Claire Maurier, babası rolünde ise Albert Rémy yer alır. Her iki karakter de Antoine'ın hayatındaki zorlukları belirginleştirirken, ailenin etkisini ortaya koyar. Filmdeki diğer karakterler de Antoine’ın çevresini oluşturur ve onun toplumla olan ilişkisini derinleştirir. Jean-Pierre Léaud'un samimi ve içten performansı, bu karakterlerin hikayesine derinlik katar.
The 400 Blows, gençlik döneminin getirdiği zorlukları, bireyin toplumla ve ailesiyle olan çatışmalarını bir araya getirir. Film, Antoine Doinel’in hayatı üzerinde yoğunlaşarak izleyicilere ait olma, özgürlük ve bireysel kimlik arayışını gösterir. Ana fikri, yalnızca bir genç yaşındaki insanın değil, herkesin hayatında karşılaşabileceği sorunların temsili olmasıdır. Toplumun beklentileri, ebeveynlerin ilgisizliği ve bireysel arzular arasında sıkışan bir gencin öyküsünde, izleyiciye kimlik arayışının zorluklarını ve özgürlüğü elde etme çabasını tanıtır. Bu bağlamda, Antoine'ın hikayesi evrensel bir anlam kazanırken, bireylerin toplumun dayattığı normlara karşı nasıl isyan edebileceğini sorgulatır.
The 400 Blows, siyah-beyaz çekilmiştir ve özellikle doğal ışık kullanan çekim tekniği ile dikkat çeker. Film, hareketli kamera kullanımı ve sokaklardaki sahneleri ile gerçekçilik hissi verir. Truffaut, karakterlerin duygusal durumlarını yansıtmak için detaylı ve samimi kadrajlar yaratmıştır. Sinematografideki yalınlık, hikayenin derinliğini daha da vurgular.