1928 yapımı The Passion of Joan of Arc, Carl Theodor Dreyer tarafından yönetilen, sessiz sinemanın en etkileyici örneklerinden biridir. Film, 15. yüzyılda Fransa'da geçiyor ve genç Jeanne d'Arc'ın hayatının en çarpıcı anlarına odaklanıyor. Joan, Fransa'nın İngilizler tarafından işgaline karşı savaşıp, kendi inancını korumak için ödemeyi göze aldığı bedelleri anlatıyor. Olağanüstü sanat yönetimi ve Drayor'un eşsiz görsel tarzı ile bu film, izleyenleri düşündürmeye ve duygusal bakımdan etkilemeye devam ediyor. Film, dramatik yapısı ve çarpıcı görüntüleri ile hem sinema tarihinde hem de izleyenlerin kalplerinde kalıcı bir etki bırakıyor.
Filmdeki oyuncular arasında, Joan karakterini canlandıran Renée Falconetti, özellikle performansı ile dikkat çekiyor. Renée, izleyiciye Joan'ın içsel çelişkilerini ve dramını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Ayrıca, Joseph F. Kosma, filmin yapımında önemli bir rol üstleniyor. Diğer yan karakterler, Joan'ın çevresindekileri ve onun hikayesini derinlemesine örnekleyerek filme önemli bir zenginlik katıyor.
The Passion of Joan of Arc, cesaret, inanç ve kurban olmanın derin hikayesini anlatıyor. Joan'ın hikayesi, insanların doğru bildikleri için savaşmalarının ve inançlarının peşinden gitmelerinin önemine vurgu yapıyor. Film, izleyicilere inancın, kararlılığın ve özverinin nasıl imkansızı mümkün kılabileceğini gösteriyor. Ayrıca, insanların travmalarını ve içsel çatışmalarını işleyerek, toplumsal adalet ve bireysel özgürlük gibi evrensel kavramlarla izleyiciyi düşünmeye sevk ediyor. Sonuç olarak, Joan'ın trajik sonu, derin bir etki bırakarak insanlığa bu değerlerin ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor.
Film, etkileyici sinematografisi ve çarpıcı kontrastları ile dikkat çeker. Yakın çekimler, karakterlerin duygularını yoğun bir şekilde izleyiciye aktarırken, kullanılan ışık ve gölge oyunları, sahnelerin dramatizmini artırıyor. Görüntü yönetmeni Rudolph Maté'nin çalışmaları, filmde katmanlı bir anlatı sunuyor.